Sinem Alkanlar – The Guardian’da geçtiğimiz günlerde “Türkiye’nin ilk 100 yılına ışık tutan beş kitap” konulu bir haber yayımlandı. Haberde yer alan liste felakete sürüklenen ailelerden siyasi hicivlere ve yasaklı şiirlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Kitaplar sırasıyla şöyle: İrfan Orga “Bir Türk Ailesinin Öyküsü”, Ahmet Hamdi Tanpınar “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”, Nâzım Hikmet “Şiirleri” (Randy Blasing ve Mutlu Konuk çevirisi), Latife Tekin “Sevgili Arsız Ölüm” ve Ahmet Altan “Dünyayı Bir Daha Göremeyeceğim”. Ancak listenin başlıktaki iddiayı ne kadar yansıttığı tartışma konusu oldu. Biz de konuyu edebiyat eleştirmeni Asuman Kafaoğlu-Büke ile uzun yıllardır Türk edebiyatının yurt dışında tanınması için uğraş veren edebiyat ajanı Nermin Mollaoğlu ile konuştuk.
■ Nermin Mollaoğlu: ‘Şeffaf destek sistemleri oluşturmalıyız’
Bence konuya şöyle bakmak lazım. İngiltere’de Mardin Üniversitesi mi vardı da okumadılar? Kitapların çevrilmesi için uğraşmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda tanıtmak için de çaba göstermeliyiz. Yazarların yurt dışındaki edebiyat festivallerine katılmalarını kolaylaştıracak şeffaf destek sistemleri oluşturmalıyız. Ben bu listeyi, edebiyatımızı ve ülkemizi tanıtmak için daha çok işimiz olduğunu gösteren bir işaret olarak okuyorum.
■ Asuman Kafaoğlu-Büke: Anadolu’yu, köy hayatını anlatan bir tek kitap görmüyorum’
İrfan Orga’nın adını, Türkiye’de yasaklanan Atatürk biyografisiyle duymuştum. Hâlâ yasak mı bilmiyorum. “Bir Türk Ailesinin Öyküsü” kitabını The Guardian’ın listesinde ilk sırada görünce şaşırdım doğrusu. Ancak kitabın İngilizce yazılmış ve cumhuriyetin kuruluş yıllarını anlatıyor olması nedeniyle listeye alındığını düşündüm. Kitabın Türkçe çevirisi yayımlandı ama ben okumadığım için yorum yapamayacağım. Türkiye’yi en iyi anlatan romanların başında geleceğini sanmıyorum ama haksızlık etmek de istemem. Bu listeye bakınca onca değerli roman, şiir, öykü ve anıların ülkemiz dışında hiç bilinmiyor olmasına çok üzülüyor insan. Böyle bir listede Anadolu’yu, köy hayatını anlatan bir tek kitap görmüyorum. Ne bir Yaşar Kemal ne de bir Ferit Edgü okumadan Türkiye anlaşılabilir mi? Şimdi, cumhuriyetin yüzüncü yılında, daha çok yazarımızın eserlerinin dünya dillerine çevrilmesini dilemekten başka yapacak bir şey yok.